top of page
siyah.png

Hikayemiz

Bir fırtınayla galaksi oluştu. Galaksinin başlangıcında hiçbir şey yoktu, yalnızca aşk vardı. Bu aşk, birbirini derin bir tutkuyla seven iki varlığı ortaya çıkardı: Rose ve Snow.

Rose ve Snow, her şeyden habersiz, sadece birbirlerine olan çılgınca sevgilerine kapıldılar ve birlikte kayboldular. Zamanla tekrar bir fırtına patlak verdi ve bu fırtına Rose'u yeryüzüne taşıdı, onu yeryüzüne dönüştürdü. Snow ise göğe yükselerek gökyüzüne dönüştü. Ama aşk, onları asla tam anlamıyla ayıramadı. Bu ayrılıklarına rağmen, birbirlerine olan aşkları her geçen gün daha da artarak günümüzde de devam ediyor.

Snow, Rose'a ulaşmak için eğildikçe başarısız oluyor, Rose ise Snow'a yükselmek istedikçe ona varamıyordu. Snow artık gökyüzünün ve kışın merkezindeydi, Rose ise yeryüzünün ve yazın kalbiydi.

Bu aşıklar, birbirlerine kavuşmak için delicesine yollar aradılar, ancak bir türlü başarılı olamadılar. Sonunda ilk kış geldi... Kış geldiğinde Snow, uyuyan Rose'un üzerine, her biri özenle desenlenmiş kar taneleriyle sevgisini ve aşkını gönderdi. Rose, rüyasında Snow ile birlikte olmanın mutluluğunu yaşadı. Uyandığında, Snow’un kar taneleriyle onu uyurken örttüğünü ve yaz mevsimi gelirken bu kar tanelerinin her birinin sevgisini kalbine ve ruhuna işlediğini fark etti. Bu aşkın kokusu öyle güzeldi ki... Rose, Snow’a olan sevgisini, kar tanelerini kendi sevgisiyle besleyerek Snow’a geri göndermek istedi. Rose, yeryüzünden öyle hoş ve güzel bir koku yaydı ki, bu koku gökyüzünde uyuyan Snow’un ruhunun derinliklerine kadar ulaştı.

Böylece Rose ve Snow, sevginin ve güzelliğin sembolü haline geldi.

Biz de bu büyük aşkın hikayesinden ilham aldık ve bu aşkın sonucu olarak RoseSnow Gülsuyu'nu sizler için keşfettik. Aşkın güzelliğini cildiniz için doğal bir bakım ürünü olarak geliştirdiğimiz RoseSnow Rosewater ile sizlere sunuyoruz.

wallpaper1.jpg
add4e117-2049-442f-8400-de560da60f13.JPG
IMG_8021.JPG

ISPARTA DA GÜL ÜRETİMİ NASIL BAŞLADI?       

     Isparta da gülcülüğün binlerce yıl gerilere giden, eski, köklü bir tarihi yoktur. Isparta gülcülüğü, en çok 150 yılı bile geçmeyen bir tarihe sahiptir. Daha gülcülük Isparta'da bilinmez iken Burdur, Denizli, Çal yörelerinde Gül tarımının yapılmakta olduğu bilinmektedir.         
    Gülcülüğü Isparta'ya, Yalvaç ilçesinden gelip Isparta'ya yerleşen Meydanbeyoğlu, Mehmet İzzet'in oğlu İsmail Efendi getirmiştir. Bu getirişin de çileli, çok ilginç bir öyküsü vardır. 
    İsmail Efendi, iyi bir medrese eğitimi almış ve kendini sürekli geliştirerek görüş açısı oldukça geniş bir kişi olarak yetişmiştir. Gülcüzade İsmail Efendi’nin ilk ticari teşebbüsü dokumacılık olmuş, çeşitli ustalardan aldığı bilgilerle kurduğu dokuma tezgahları sayesinde bu mesleğin Isparta ve Burdur çevresinde hızla yayılmasını ve bir çok kişinin bu mesleği öğrenmesini sağlamıştır. 1889 yılında Bulgaristan’a bağlı Kızanlık bölgesinden Denizli’nin Çal ilçesine gelen bir tapu memurunun gül çiçeğinden yağ elde edebildiğini öğrenmesi ile bu kişi ile mektuplaşmış ve Gülcülük üzerine geniş bilgilere sahip olmuştur.         İ
    İsmail Efendi her Isparta'lı gibi bilinçli, uyanık, yeni bir şeyler öğrenmeye, yapmaya susamış, kendine güvenli, çalışkan, sabırlı, hırslı, direnme gücü olan, inatçı kişiliğe sahip bir kişi idi. O vakte dek, Isparta ovasına ne ekilip dikilir ise pek gelir getirmiyor, çalışıp çabalamalar boşa gidiyordu.        
    İsmail Efendi şöyle komşu illere Burdur, Denizli, Çal yörelerine doğru bir geziye çıktı. Oralarda ne ekip dikiyorlar, topraktan nasıl daha çok gelir sağlıyorlar baktı, çekti. Gülcülük büyük oranda yapılır ise iyi para getirir, Isparta topraklarında da gül yetişir, kanısına vardı. Hiç vakit geçirmeden otuz dekar toprak sağladı. Çukurları açtırdı. Çevrede bulunan süs güllerinin içinden yağ gülü olabileceklerden, fidanlar aldı. Otuz dönüm yerin otuz dönümüne de gül dikti.        

bottom of page